Yöneticiler kızgın
Harun MUSLU 24 Mayıs 2007
Yöneticiler kızgınG.Saray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın'ın düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalar yönetim içerisinde büyük huzursuzluk yarattı.
KOCA KOCA ADAMLAR
Utanç gecesinin G.Saray'a zararları bitmek tükenmek bilmiyor. Derbi sonrası ilk kez görebildiğimiz başkan Özhan Canaydın, dün bir basın toplantısı düzenleyerek olaylar için özür diledi. Aslında tüm kamuoyu Canaydın'ın ne söyleyeceğini merak ediyordu. Başkan belki de gerçekten bu açıklamaları planlamıştı, belki de kulübün zarar! görmemesi için son anda bir manevra yaparak açıklamalarının şiddetini değiştirdi. Orası pek bilinmez ama Canaydın'ın açıklamalarının ardında yatan bir gerçek var ki o da arkasına topladığı yöneticilerin hemen hemen tamamının bu açıklamalardan rahatsız olduğu.
Peki ama yönetim kurulu üyelerinin rahatsızlığı neydi ve onlara göre Özhan Canaydın'ın nasıl bir açıklama yapması gerekiyordu? İşte bu sorunun cevabı...
Mecidiyeköy'de bulunan Sportif A.Ş. binasında yapılan basın toplantısı öncesi yönetim kurulu üyeleri bir hayli gergindi. Hepsi Canaydın'ın hazırladığı konuşma metninin içeriğini merak ediyordu. Çünkü bir gün önce yapılan yönetim toplantısında yaklaşık 6 saat boyunca " Bu kaostan nasıl kurtuluruz" konusu konuşulmuştu. Canaydın çıktı ve konuşmasına " Suçlu Hıncal Uluçtur" diye başladı. Daha sonra tüm Türkiye'den özür diledi ve suçluların en yakın zamanda bulunacağını söyleyerek çok yumuşak bir konuşma yaptı. İşte Canaydın'ın bu 'Ete süte dokunmayan' sözleri yöneticileri bir hayli kızdırdı.
Toplantı sonrasın hepsinin görüşü aynıydı. Canaydın'ın böylesine negatif bir ortamı kıvrak bir manevrayla pozitife dönüştürmesi gerektiğini savunan üyeler " Çıkıp elini masaya vurup çatır çatır konuşması gerekirdi. Bu G.Saray ve Türk futbolu için bir milattı. Ancak başkan çok ortada konuştu. Şimdi herkes bize gülmeye başlayacak 'Suçlu Hıncal Uluçmuş' diye. Olacakları hep birlikte göreceğiz ama gelişmelerden pek umutlu değiliz" şeklinde tepki verdiler.
Aslında tepki vermelerinin altında başka bir gerçek yatıyordu ama hiç birisi bunu dile getiremiyordu. Utaç gecesinin ardından özellikle Adnan Polat, Haldun Üstünel ve Ahmet Dedehayır hedef gösterilmiş ve bu üçlünün tüm olayları organize ettiği haberleri çıkmıştı. Aslında Canaydın arkasına yönetim kurulunu (Tunca Hazinedaroğlu işi olduğu gerekçesiyle, Celal Gürcan ise mazeret göstermeden toplantıya katılmadı) toplarken herkesin tek bir düşüncesi vardı. Başkanın yöneticilerine sahip çıkarak " Hiç bir Galatasaray yönetim kurulu üyesi böyle çirkin olaylara karışmaz. Ben bunun kefiliyim" demesiydi. İşte Canaydın'ın bu sözleri sarf etmemesi yöneticiler arasında " Bir iki kelle uçacak" yorumuna neden olmaya başladı.
Peki durum böyleyse Sezon boyunca süren Canaydın-Polat gerinliği ikilinin tüm yalanlamalarına rağmen doğru demektir. Peki Canaydın'ın yöneticileri için bu açıklamayı yapmamasının sebebi tamamen olayın daha fazla konuşulmaması içinse bu kez ortaya daha vahim bir tablo çıkıyor. O da yöneticilerin sürekli olarak Canaydın'ın yaptıklarını kamuoyu önünde değişik göstermek istemesi. İşte bunun tam karşılığı ise " Komlo teorisidir". Yani uzun lafın kısası G.Saray yönetimi içerden çatır çatır çatlamaktadır. Herkes ayrı telden çalmaktadır.
Sezon içerisinde takım içerisinde guruplaşmalar olduğunu tespit eden yönetim bunu gidermek için bazı yöntemlere başvurdu.Ancak kendi içerisindeki guruplaşmaları fark edemedi. Herkes Galatasaraylılık nezaketi içerisinde bir birine saygılı davranıyor ancak davulun sesi uzaklardayken pek hoş gelmiyor. Canaydın'ın seçim stratejisi nedeniyle kurduğu yönetim maalesef büyük zarar veriyor.
Dün edindiğim istihbaratlara göre suçlular bir kaç güne kadar bulunup gereken yapılacakmış. Yani işi organize edenler. Bunu Emniyet tek başına yaparsa suçluların bulunacağına inanıyorum ancak yönetimin yardımı olacaksa duyguların! işin içine karışacağına eminim. Çok merak ediyorum acaba gerçek suçlular mı teşhir edilecek yoksa günah keçileri mi ceza çekecek. Bir başka olay ise Başkan Canaydın'ın, Hıncal Uluç'un 30 yıllık yazılarını ve demeçlerini arşivleyerek kendisine gereken cevabı! verecek olması. Umarım böyle bir olay gerçekleşmez.