8 Mayıs 2007
Utanıyorum
Tandoğan'da,
ve Çağlayan'da toplanan insanlar, Türkiye'yi, rejimi nasıl
sahiplendiklerini gösterdiler. Galatasaray'da tribünler koyun gibi
Özhan Canaydın ve ona oy veren kongre yüzünden Galatasaray üyeliğinden
istifa ettim. Şimdi Galatasaraylılığı da bırakacak hale geldim.... Bu
kongresiyle, başkanıyla, seyircisiyle, ben Galatasaray'ın nesini
tutacağım. Hangi gururu verecek bana da Galatasaraylı olmaya devam
edeceğim
Saha içindeki sorun neydi? Fenerbahçe'nin kazanması futbolcuları olumsuz etkilemiş olabilir mi?
Futbolcular birbirine dargın, futbolcular hocaya inanmıyor, futbolcular
antrenör Erdal Keser ile kavgalı. Galatasaray'da birlik beraberlik
kalmamış ki!.. Sen Galatasaraylı futbolcusun, böyle bir tempoya
girmişsin, "Ben onu atacağım, bunu satacağım, aç futbolcular alacağım."
deseler oynar mısın bir daha!.. Seni oynatmayacağını, seni
yollayacağını deklare ediyor herif... Böyle bir kritik günde, her şeye
aykırı antrenör düşüncesi olur mu? Özhan Canaydın, "Çılgın mısın
Gerets, ne diyorsun? Bu çocuklar oynuyorlar en kritik maçları, sen
bunları nasıl horlarsın" demiyor.
Gerets efendi 'kendisini kurtaracağım' diye her gün futbolculara
saldırıyor, "Bunları atacağım, bunları yollayacağım" diyor, kimsenin
sesi çıkmıyor. Sonra o futbolcu maça çıkacak, oynayacak öyle mi? Yok
ya... İnsanın doğasına aykırı...
BİRLİKTELİĞİ BOZDU
Açık söylüyorum; Aziz Yıldırım el altından para vererek, Galatasaray'a
bir hoca tutsa ve dese ki bu takımı darmadağın edeceksin, Gerets'in
verdiği zararı vermez. Adam, 'deşifre olurum' diye düşünüp 1-2 tane iyi
şey yapar. Aziz Yıldırım'ın 'casus' diye göndereceği bir adam orada,
Galatasaray'ın başında... Mucize, Galatasaray'ın bu maçları oynaması
mucize... 'Birlik, beraberlik', Galatasaray'ın en büyük havası buydu.
Geçen sene o birliği beraberliği Hasan ile Hakan sağladıkları için
Galatasaray şampiyon oldu. Bu sene ilk onları hedef seçti Gerets.
"Geçen sene şampiyon yapan Gerets değil Hasan ile Hakan" dediler diye
Hasan ile Hakan'a düşman oldu ve bakın ne hale geldiler.
BAŞKANLAR NEREDE!
Bu adam hâlâ Galatasaray'ın başında ve o tribünler hâlâ o Gerets'e
reaksiyon göstermiyor. Yazıklar olsun ya, yazıklar olsun. Ben
Galatasaray'ı bu kadar sahipsiz görmedim. Yıllar yılı, Galatasaray'ın
parlak dönemlerinde başkanlık yapmış adamlar hayatta. Selahattin ağabey
hayatta, Ali Tanrıyar hayatta, Ali Uras hayatta, Alp Yalman hayatta,
Faruk Süren hayatta, Mehmet Cansun hayatta... Nerede kardeşim bunlar?
Şöyle bir araya gelin, bir yemek yiyin de 'ne oluyor bu Galatasaray'ın
hali' diye Galatasaraylılar sizden bir şey görsün, bir şey beklesin.
Hayır. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Ölü toprağı serpilmiş Galatasaray'ın
başkanlarına. Kim kurtaracak! Tribün uykuda, kongre desen Özhan'ın
emrinde, "Ben canımın istediği kadar başkan kalırım" diyor.
'Galatasaraylıyım' demeye utanır hale geldim. Bu Özhan ve ona oy veren
kongre yüzünden ben Galatasaray üyeliğinden istifa ettim. Şimdi
Galatasaraylılıktan da istifa edecek hale getiriyorlar. Ben niye
tutayım bu Galatasaray'ı! Bana bir tane sebep gösterin. Bu kongresiyle,
bu başkanıyla, bu seyircisiyle ben Galatasaray'ın nesini tutacağım!..
Hangi coşkuyu, hangi gururu verecek Galatasaray bana da ben
Galatasaraylı olmaya devam edeceğim. Yani Galatasaray'ın dışındaki
düşmanlar yetmiyor... Medya ayrı bir rezillik. Sabah gazetesi, Hakan'a
1 vermiş. Tüylerim ürperdi. Hakan'a 1 vermiş. Kim verdiyse erkekçe
benim odama gelsin, karşıma. 4 kat yukarıdayım ondan. "Ben verdim"
desin bakayım, ben de onun futboldan anlamadığını ya da Hakan'a öfkesi
kini yüzünden 1 verdiğini kanıtlayım ona. Sabah, Türkiye'nin en büyük
gazetelerinden biri. Kendi kişisel öfke ve kendi kişisel kinine bir
gazeteyi alet etmeye hakkın var mı? Hakan, Antalya karşısında en aklı
başında, en iyi iş yapan adamlardan bir tanesiydi. '1' ne demek?
'Sıfır' ne demek Orhan Ak'a ya!.. Böyle bir tepki notu olur mu? Sıfır
sana, sıfır senin gibi adama o notu verdirene!.. Sıfır o çizelgeyi
koyan editöre.
AYRILMAYI DÜŞÜNDÜM
Arkadaş sen fanatik, radikal, 3-5 kişinin okuduğu bir gazete
çıkarmıyorsun. Bütün Türkiye'ye hitap eden bir gazete çıkartıyorsun.
Türkiye'nin 2 numaralı gazetesisin tiraj bakımından. Böyle bir şey
yapmaya hakkın var mı ya! Orhan Ak sıfır, Hakan Şükür 1. Sıfır size.
Sabahleyin evde gazeteyi parçaladım öfkemden ve ilk defa 'ben bu
gazetede niye yazıyorum' diye düşündüm. İlk defa düşündüm. Bunca şey
yaşadı Sabah, düşünmedim. Bu sabah düşündüm. 'Ben bu gazetede niye
yazıyorum' diye düşündüm. Bir tane adam koca Sabah Spor'u alet
edebiliyorsa kendisine o zaman başka yerde yazmam lazım benim. Buna
'dur' diyecek biri yok mu Sabah'ta. İşte söylüyorum, maçın kasetini de
alıp karşıma gelsin, bana niye 1 verdiğini göstersin. Anlatsın bakalım.
4, 5, 6 verdiği, 7 verdiği adamların Hakan'dan ne kadar iyi olduklarını
anlatsın bakayım. O zaman ben, kendi sütunumda da, senin sütununda da
özür dileyeceğim. 'Arkadaşım haklıymış, Hakan gerçekten 1'lik oynamış'
diye. Geçen hafta 10 dakika oynadı, 2 gol şutu, 2 tane asisti var. Yine
Hakan'a verdikleri not 2-3. Hakan kadar başınıza taş düşsün. Size ne
oluyor ya!.. Hakan'ın zaten Galatasaray'ın içinde, dışında düşmanları
var. Size ne oluyor? Medyanın görevi mi Hakan'a düşmanlık. Gelmişler
oraya, Sabah'a konuşlanmışlar, her Galatasaray maçlarından notları
bunlar veriyorlar, her Galatasaray maçında Hakan'a en düşük notu
veriyorlar. Hakan ne yaparsa yapsın. Hakan ne yaptı bunlara ya!
Herhalde bir şey yaptı. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Hakan bunlardan
birinin canını çok fena acıtmış. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Ama bu
gazeteyi başka kimse okumuyor mu? Pazartesi sabahı, benim duyduğum
öfkeyi Sabah'ta duyan bir tane adam yok mu? 'Bu nedir' diye.
Haftalardır oynanıyor bu oyun çünkü. Bu haftaya mahsus değil.
Haftalardır Hakan üzerine oynuyor Sabah.