[email]
[/email]
20 Mayıs 2007 Pazar
Ali Sami Yen'de Krallar geçidi
Ali Sami Yen’de Kralın taç giyme töreni vardı.
Stat
gelin gibi süslenmiş, tribünleri dolduran binlerce sarı kırmızılı
taraftar resmi geçit töreninde Kralı çılgınca alkışlıyorlardı.
Hep bir ağızdan edilenler küfür değildi sanki. Galiba Kralımız çok yaşa diyorlardı.
Üzerlerine atılanlar şişe, sis bombası, taş, sandalye değildi. Sanki demet demet gül ve karanfildi.
O
mağrur ve gurur abidesi çocuklar, sağnak sağnak yağan yabancı maddeleri
göğüslerinde söndürdüler. Tıpkı Hz. İbrahim’e serin olan ve gül
bahçesine dönen ateş misali.
Fenerbahçe,
ezeli rakibini Ali Sami Yen'de 2-1 yenerek işi tamamına erdirdi.
Üstelik sabahlara kadar eğlenmelerine ve maça tek idmanla çıkmalarına
rağmen. Birde goller 2 savunma oyuncusundan geldi. Lugano ve Edu'nun
Fenerbahçeliliği tescillendi. Onlar artık gerçek birer Fenerbahçeli
oldular.
Evet,
Ali Sami Yen’de gerçek bir cehenneme şahit olduk. Kin ve nefret, henüz
maç başlamadan saatler önce tribünleri esir almıştı. Oraya gelenlerin
futbol izlemek gibi niyetleri, Fenerbahçelilerin de alkışlanmak gibi
bir dertleri yoktu. Her şey önceden planlanmıştı. Sahi, o gün 19 Mayıs
Gençlik ve Spor Bayramı değilmiydi. Peki o tribünlerdekiler ******’ün
örnek gösterdiği gençlikmiydi. Ya sahadaki yaşananlar neyin nesiydi?
Spor müsabakasımıydı? Yoksa futbolmuydu?
Ali
Sami Yen, kendisine reva görülen o vahşete rağmen, futbol oynamaktan
başka bir şey düşünmeyen 11 insanın direnişe şahit oldu. Futbola inat,
tribünlerden yükselen savaş nidaları, sahaya atılan sis bombaları. Ve
bu bu teröre çanak tutan 3-5 sarılı kırmızılı futbolcu. Üstelik bütün
bu olaylara seyirci kalan G.Saraylı yöneticiler. Bu olay G.Saray
tarihinde ise her zaman kara bir leke olarak hatırlanacak.
Efendim,
Şükrü Saraçoğlu’nda Gerets’in kaşı yarıldı, Mondragon’un kafasında sis
bombası patladı. Al birini vur ötekine. Orada olanları kim tasdik etti.
Kimler onayladı. Aziz Yıldırım’ın kaç kere ayağa kalkarak “Durun,
susun, yapmayın” çabalarına şahit olmadık mı? Peki o olaylar olurken,
Adnan efendi ne yaptı. Yerinden kalkarak, taraftarlarına “yapmayın”
dedi mi? Koskoca bir hayır. Ne yaptı? Şükrü Saraçoğlu’nu hatırlattı.
Türk Polisini suçladı. Tatil ve bayram günü eşiyle, çocuklarıyla olması
gereken polisin çektiği çile yetmezmiş gibi. Polis görevini yaptı.
Peki o sis bombaları ve yabancı maddeler sahaya nasıl girdi.
G.Saraylı
taraftarların bu tepkisi Fenerbahçe’miydi sizce? Kesinlikle hayır. Bu
tepki, UEFA Şampiyonu, Süper Kupa sahibi G.Saray’ı bu hale getiren
Özhan Canaydın’a ve yönetimineydi. Fenerbahçe’nin o akşam Sami Yen’de
olması sadece bir bahaneydi. Sayın Canaydın, boşuna başında bulunduğu,
başkanı olduğu kulübün maçlarına gelmiyor. Bir bildiği var mutlaka.
Hele
maçın başında gökten yağan binlerce yabancı maddeye rağmen anons bile
ettirmeyen, olaylara seyirci kalan Bülent Demirlenk’e ne demeli. Büyük
bir zaaf. Korkakça bir tavır. Sahaya atılan maddelerden dolayı çimlerde
basacak yer kalmayınca Demirlenk lütfen hareke geçti. Günaydın bey
efendi. Sahi senin FİFA kokartın vardı değil mi!? Bu
maç Avrupa’da olsa (ki bu olaylar olmaz) karşılaşma hemen tatil edilir
ve G.Saray 3-0 hükmen mağlup sayılırdı. Garip ama Burası Türkiye. Çünkü
bu Federasyonla ancak bu kadar olur.
Soruyorum
şimdi; G.Saray taraftarı bu hareketiyle kime zarar vermiş oldu. Tabiî
ki kendilerine. Para ve saha kapatma cezaları en ağırından kapıda. Hele
parasızlığın olduğu bir dönemde.
Sonuç
olarak Fenerbahçe, bütün olumsuzluklara rağmen ezeli rakibini Ali Sami
Yen’de eze eze yenerek 3 puanın sahibi oldu. Başarısına başarı kattı.
Kısacası, Ligin Kralı Fenerbahçe'ye tacını giymek Ali Sami Yen'de nasip oldu.