Bundan sonrası katliam !

Bundan sonrası katliam !




Şansal Büyüka ile Erman Toroğlı dün akşamki Maraton programında ligi değerlendirdi.



21 Mayıs 2007 12:16ŞANSAL
BÜYÜKA : Fenerbahçe şampiyonluğunu ilan etmişti. Hafta ortası büyük bir
kutlama yaşandı. Fenerbahçe’nin motivasyonunun düşeceği ve Galatasaray
maçında konsantre olamayacağı söyleniyordu. Galatasaray mutlak kazanmak
istiyordu ama oynayan, kazanan, galibiyetle ayrılan Fenerbahçe oldu..
Dün akşam Maraton özel programında verdik, Fenerbahçe bu sezonu derbi
kaybetmeden tamamladı. İki beraberliği 4 galibiyeti var. Kabul etmek
gerekir ki bu ligin hak ederek kazanılmış bir şampiyonluğuna imza attı
Fenerbahçe..

Bu kadar gerilim ve öfkenin olduğu yerde
futbolcular bu kadar dost kalabiliyor.. Profesyonellik ve
meslektaşlığın dayanışması vardı.. Ama maalesef seyirci başta olmak
üzere, başkanlarımız da, yöneticilerimiz de, medya olarak biz de buna
ayak uyduramıyoruz.. Bu çirkin tablonun en masum isimleri futbolcular..
Tanrı onlara yardım etsin..

MEŞALELER STADA NASIL GİRDİ?..

Ben
dün akşama yönelik istihbarata dayalı aktarılanları aktarmak istiyorum.
Dün 10000’e yakın koltuk kırıldı.. Maçın bitimi ile kırılanların
çoğunlukta olduğunu biliyoruz ve bunun yönetime karşı bir hareket
olduğu söyleniyor.. Bu çakmakların, paraların alındığı yerde bu kadar,
meşale nasıl giriyor içeriye? Bunu da araştırdık. Cuma akşamı stadı
süsleme bahanesiyle bu pankartlar, flamalar, bayraklar stada alınırken,
meşalelerde stada geliyor. Stadı süslemek bahanesi ile içeri her şeyi
sokabiliyorsunuz.. Bunların asılması öyle üç beş saat süren şeyler
değil. Polis kapıların açılmasına 1,5 – 2 saat kala aranıyor stat ama
bir şey bulunamıyor. Demek ki her statta bir gün önceden stat
süslemenin doğru olmadığını bu ülkede futbolu ve kulüpleri yönetenlerin
bilmesi, izin vermemeleri gerekiyor.. Bu meşaleler bir gün önce giriyor
ama içeride Fenerbahçelilerin elinde kocaman bir Fenerbahçe bayrağı
var. Tabi bayrak girebilir ama o sopa nasıl içeri giriyor? Bunu da
güvenlik sorumlularına sormak lazım..

Fenerbahçe Başkanvekili
Nihat Özdemir’in maç boyunca kulübe ile konuştuğu, “kesinlikle sakin
olmanızı istiyorum” diyerek kulübeye direktif verdiği ve şeref
tribünündeki arkadaşlarını da uyardığı söyleniyor. Nihat Özdemir gibi,
Neşet Yalçın gibi daha uzlaşmacı, ateşe benzinle gitmeyen yöneticilerin
ekranda, gündemde olmaları ve Fenerbahçe’nin derdini anlatma konusunda
göz önünde olmaları ciddi bir sempati yaratacaktır. Nihat Özdemir ve
Neşet Yalçın gibi örnek yöneticiler gerilimin dağılması için olumlu
katkı sağlayabilirler diyebilirim..

Bu arada Galatasaray’ın 5
yıllığına 50 milyon dolara yapacağı bir sponsorluk sözleşmesinin
dondurulduğu, olma ihtimalinin düştüğü söyleniyor. Yönetimden
konuştuğumuz arkadaşlar, “camiaya yanlış bilgi vermeye gerek yok,
takımı gençleştirmemiz gerekiyor, takımın yaşlılarını göndermemiz
gerekiyor ve bunu camiamıza inandırıcı bir şekilde anlatmamız
gerekiyor” diyorlar. Juninho, Riquelme gibi isimlerin transferlerinin
gerçekleşmesi zor gibi gözüküyor.

YÖNETİCİLER NE KONUŞTU?..

Bu
arada hocanın kesin gideceği söyleniyor. Takım otobüsünü bırakıp
Modragon’un arabası ile stattan ayrılması konuşuluyor. Türkiye dün
akşamdan beri bu maçı konuşuyor. Neden bu noktaya geldik?.. Burada bu
yapılıyor, ben öbür statta başkasını yapıyorum.. Bu konuda çok
konuşuyoruz ama bunun üstüne çok ısrarla gitmemiz lazım. Şunu da
duydum; Fenerbahçeli ve Galatasaraylı yöneticiler maç sonunda
konuşmuşlar ve “bu gidiş gidiş değil” demişler. “Uzlaşmamız” lazım
demişler.. Futbol Federasyonu’nun çok ciddi yenilikler yapması
gerekiyor. Eğer yöneticiler ceza alıyorsa bunlar göstermelik değil,
onların maçı izlemesine engel olması gerektiğini düşünüyoruz. Tahkim
Kurulu, Tenzil Kurulu gibi olmamalı. TSYD ile iş birliği yapılmalı..
Spor medyası biziz ama kabul edelim ki aramızda amigoluk yapan
yazarlarda var. Artık televizyonlarda Galatasaray, Beşiktaş,
Fenerbahçe’nin gönüllü avukatlığını yapanların olmaması gerek. Dünyada
futbolun kuralları tek.. Bizde maalesef her renge göre değişiyor. Bazı
taraftar kitleleri var ki maç önceleri organize oluyorlar, küfürler
ediyorlar, hedef gösteriyorlar. Bunların kontrol edilmeli..

OLAY ÇIKARTANLARA NE OLDU?..

Merak
ediyorum, Zico’nun kafasına tükürenlere ne yapıldı?.. Ricardinho’ya
tekme atana ne yapıldı?.. Galatasaray spor kulübünü taşlayanlara ne
oldu?.. Ankaragücü - Beşiktaş maçında 200 kişi gözaltında tutuluyor ama
o maçla ilgili en ufak bir ceza olmuyor.. Bursa - Fenerbahçe maçında 6
kişi bıçaklanıyor ceza olmuyor.. Edep yerini gösterene 1 maç ceza
veriliyor, bir diğerine 3 maç veriliyor.. Maçların hakemleri bir hafta
önceden söyleniyor ve hakemler onlar oluyor..

Bize düşen LİG
TV olarak ne varsa, Futbol Federasyonunun Kulüpleri toplayarak,
kurumları toplayarak, bize düşen ne görev varsa, eğer programda hakem
konuşulmasın diyorlarsa, eğer futbolcular hakemlere fatura
kesmeyeceklerse söz veriyoruz, kararları ekrana getiririz, tek kelime
söylemeden geçip gideriz. Biz futbol konuşalım diyoruz..

"AÇIK ÇEK VERİYORUZ!.."

Bundan
sonraki olaylardan sonraki ilk adım Allah korusun bir katliam olur..
Basket maçında seyirci takımının yöneticisine saldırıyor. “Ağabeyler
küçüklerini affeder” diyor yönetici. Çünkü amigolar ofisinde oturuyor.
Basketbol şubesi sorumlusu yönetici rakip takımın oyuncularına
saldırıyor.. Bazı yayın organlarından, internet sitelerinden, kişiler,
kurumlar hedef gösteriliyor. Kablolar kesiliyor, suç işleniyor. Ve
bütün bunların çoğu da İstanbul’da oluyor. Bu işlerin eğitim ve
kültürle değişebileceğine inanmıyoruz. Sert tedbirler gerekiyor, bu
markanın değerinin korunması gerekiyor.

Açık çek veriyoruz.. Türk futbolunu sakin sulara çıkartıp yüzdürmek için ne gerekiyorsa yaparız.. Açık çek veriyoruz..

Türkiye’de
hiç susmayan öfkeden prim yapan yöneticiler ile, amigoluk yapan
yazarlar işi bu noktaya getirdi. Medya bu amigo kılıklıları arasından
atabilirse, tahkim, disiplin çelişkisiz kararlar vermezse düzeliriz
diyorum.. Hocam seninde söyleyeceklerin vardır...

ERMAN
TOROĞLU : Hocam, hiç kimse diğerlerinden daha fazla masum değil. Ali
Sami Yen Stadı’nda biz, bütün görüntüleri verdik değil mi?.. Peki
Digitürk’ün kabloları kesilseydi ne görecektik?.. Şimdi o statta
kabloları kiralık katillere kestirenler ellerini ovuşturuyorlar.
Yapanın yanına kar kaldı. Hani Fenerbahçe stadı güvenlik olarak çok
iyiydi. Herkes kendine akıllı.. Karşısındakini aptal zannediyorlar. Sen
öyle yaparsan onlarda böyle yaparlar.. Helal olsun kablo kesmediler..
Aleni yaptılar ne yaptılarsa.. Türk futbol tarihinin en ağır olayıdır
Şükrü Saracoğlu’ndaki olay.. Hocam Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar
var, polis, “olay çıkaracağım” diyeni, olay çıkartanı tutamıyor.
İngiltere’de, tutuyorlar.Şimdi ben sana başka bir şey söyleyeceğim.
Tahkim Kurulları’nın hiç cezalara ilave yaptığını gördün mü?.. Ben
Tahkim’in hiç kaldırdığını görmedim.. Hep indirdiğini gördüm.. Koltuk
atıldı diyoruz değil mi?.. Almanya Schalke stadında uygulama ne biliyor
musun ; ben bir şey attım ya, hemen alıyorlar, aşağıya indiriyorlar,
odaya koyuyorlar. Hemen orada hakim var savcı var.. Bir avukat
buluyorlar. Hemen cezanı veriyorlar.. Sen çıktın görevini yapmayan
polis dedin.. Sen devlet bana karışıyor diyeceksin, yandın mı devletin
polisini kullanacaksın.. Sen kulüplere cezayı verirsen bu iş hallolur..



ŞANSAL BÜYÜKA : Hocam, bütün kulüplerde bilmem ne grubu, o grubu, bu grubu kuruldu ve bu olaylar tırmandı mı?..


ERMAN
TOROĞLU : Hiçbir aile, Galatasaray stadında kapalı tribünde yer alıp
gitmiyor. Zaten giderse de bulamıyor. Çünkü kulüp tarafından ayrılmış
durumda orası.. Ama oradaki adamlar sahaya bakmıyorlar… Peki bütün
bunların yanında, bunlar organize hocam.. Kablolarda organize, bu
olaylarda organize.. Peki sahaya çıktın hakem olarak.. Baktın sahaya
madde atılıyor, durdurdun oyunu.. Baktın devam ediyor.. Bitirdin maçı..
Biz bu hakemi sırtımızda taşımaz mıyız?.. Taşırız.. Antalyaspor maçında
bir tane Şeref Tribünü üstünden, bir tane de karşı tribünden sahaya iki
tane şişe attılar.. O atanı eşek sudan gelene kadar dövdüler.. Neden?..
Bir hafta sonra Fenerbahçe maçı var diye.. Ben Futbol Federasyonu
Başkanı olsam engellerim abi.. Şu ana kadar temsilciler 97 taneydi..
Şimdi 216 tane.. Hangi kıstasa göre arttı bu..

ŞANSAL BÜYÜKA : Hocam, kulüplerin temsilcileri kurullara giriyor.. Maalesef onlar üstlerindeki formayı çıkartmıyorlar..


ERMAN
TOROĞLU : Fenerbahçe yöneticisi Ali Koç konuştuklarından dolayı 2 sene
ceza aldı.. Tahkim 1 seneye indirdi.. Dört maç aldın, 3’e indirirsin
anlarım.. Ya sen burada cezayı verirken yanlış yaptın, ya indirirken..
Bak Kayserispor Başkanı bunlar için söylüyor.. O kaybeder.. Onun
gibiler kaybeder.. Ötekiler “ben yaptım oldu” diyor.. Beyefendiler hep
okkanın altına gitti.. Yapamaz mıyız biz bunları.. Çekirdekten geldin
sen.. Ben hakemlikten, futbolculuktan geldim.. Hepsini tanıyorum.. İki
hafta önce o grubun taraftarlarına “don alacak paraları yok” dedim bana
don gönderdiler.. Bu cesaretleri var.. Futbol Federasyonu’nu arıyorum
bulamıyorum.. Niye?.. Oyum yok.. Beni Federasyon Başkanı yapmazlar.. Bu
işi biliyorum.. Çünkü ben gelirsem hiç kimse kalmayacak.. Ben bu işe
girerken, “Hakem Kurulu başkanı yapmayın” dedim beni.. Ben gelirsem,
kimse kalmayacak çünkü.. Herkes aynı olacak abi.. Aziz Yıldırım’da
aynı, Vanspor başkanı da aynı.. Sen buna göre hakem tayini yap yok
abi.. Bu hafta bu maça bu hakem gidecek deniliyor o hakem gidiyor.. Bu
hafta bu maç böyle olacak deniyor oluyor abi.. Bunlar müneccim mi?..
Nasıl oluyor bu işler?.. İl Güvenlik Kurulları var.. Neredeler abi?..
Bana konuşmalarım için ceza verebilirler.. Mehmet Atalay aradı teşekkür
için ve yapmıyorlar görevlerini dedi.. Şu ellerindeki imkanlarla bile
yaparlar.. Türkiye’de göstere göstere şike yapıldı.. Niye
düşüremediniz.. İtalya ne yaptı?.. Şikeye giren maçı listeden
çıkarttınız.. Uygulama?.. Kulüp başkanı da burnunu soktu.. Bana
anlatmasınlar..


ŞANSAL BÜYÜKA : Bu iş böyle gitmez..
Futbol dünyasını oluşturan birimler bir araya gelip radikal kararlar
alamazsa, bu cezalar hakça verilmezse bu işler asla düzelmez..




Maraton