Cezayı ödüllendirirsen
22.05.2007
Yazılarımda futbolun teknik analizini yapıyorum. Ama bugün derbinin teknik analizini yapma şansım yok. Çünkü cumartesi gecesi Türk futboluna kara bir leke olarak geçti. Bu maçta yaşananlar futbolumuzdaki tüm birimlerin bitmeyen yanlışlarının sonunda gelinen noktadır.
Yöneticiler, bazı teknik adamlar ve futbolcular sorumluluk sahibi değilse, medya tahrik ederse, federasyonda adalet mekanizması çalışmazsa, yapılanlar yapanların yanına kar kalırsa, iş buralara kadar gelir.
Dünyada cezayı ödüle çeviren tek ülke biziz. Ligin ilk devresinin son haftası Disiplin Kurulu Ankaragücü seyircisinin yaptığı eyleme cezayı kesiyor: Seyircisiz maç. Tahkim hiçbir haklı gerekçeye dayanmadan bunu saha kapatmaya çeviriyor. Kararın etkilediği iki takım da mutlu.
F.Bahçe, A.Gücü deplasmanını İzmir'de kendi sahası gibi seyirci avantajıyla oynuyor, A.Gücü para kazanıyor.
F.Bahçe-Trabzon maçı seyircisiz oynanacak. Tahkim yine saha kapamaya çeviriyor. F.Bahçe İzmir'de 60 bin seyirciyle oynuyor. Kadıköy'de seyircili maçta kombinelerden dolayı 25 bin civarında ucuz biletlerden satılabilecek. Ama İzmir'de seyirci avantajının yanında bir de maddi kar sağlanıyor.
Hakemler, gözlemciler, temsilciler baskılar yüzünden gerekenleri yapamıyor. Cumartesi geceki derbinin 90 dakika oynanması, FIFA ve UEFA kuralları ile tam zıt teşkil eden bir uygulamadır.
Eğer Manisa-Sakarya maçı yarıda kalıp, bu derbi tamamlandıysa bu konuda fazla söze gerek yok.
Beşiktaş yönetimi Tigana'yı hiç sevmedi. Güvenmediklerini her hareketleriyle belli ettiler. Tazminatından dolayı istifaya zorlayacak eylemler yapıldı. Ali Gültiken'in kulübedeki tutumu da Tigana'ya nasıl baktığını açıkça gösteriyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Fransız hoca direnip, elinden geleni yapmaya çalıştı.
Sezon boyunca vurguladım: "Beşiktaş'ın kadro yapısı, kolektif olgunluk sağlamaya ve istikrarlı grafik çizmeye kesinlikle uygun değil." Savaşçı defans bloğu oyunu geriden başlatamıyor. Deneyimsiz gençler Burak, Serdar, Mehmet Sedef'in teknik kapasiteleri yetersiz. Gökhan Güleç aşama kaydedemedi. En önemli yetenek İbrahim Akın sorunluydu. Ricardinho, Delgado gibi yeteneklerin fizik güçleri yetersizdi. Tigana'yı Delgado için eleştirenler fizik gücünün bir devrede bittiğini göremiyorlardı. Üstelik hep sakattı.
Tigana'yı ben de çok eleştirdim. Çağdışı ofsayt taktiğindeki ısrarı üzerinde durdum. Bir de madalyonun öbür yüzü var. Beşiktaş, İnönü derbisini kazansa şampiyon olabilirdi. İkinci olarak Şampiyonlar Ligi şansı yakaladı. İki sene üst üste kupayı kazandı. Birinde finalde, birinde yarı finalde F.Bahçe'yi geçti. Tigana bek olarak alınan, bu sezon oynaması beklenmeyen Serdar'ı ön libero olarak futbolumuza kazandırdı. Bana göre kafa yapısını değiştirip, futbolu ön plana alırsa Burak da patlama yapacak.
Yönetim ve medyanın sevmediği Tigana zor bir kadro yapısıyla bu sonuçları aldıysa, kimse kendisine başarısız diyemez. Biraz eskiye dönelim. Ben dahil çok kimsenin beğendiği Lucescu'yla ve oturmuş kadroyla bir yılda tek yenilgi almış Beşiktaş 8 puan öndeyken şampiyonluğu F.Bahçe'ye kaptırdı. Sonra Lucescu kötü adam oldu. Şimdi tekrar düşünülüyor. Real Madrid'i iki sene Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapan Del Bosque'ye bile tahammül edilmedi. Rıza Çalımbay geldi, 'şimdi oldu' dediler, sonuç ortada.
Beşiktaş-Ankaraspor maçından sonraki bazı yorumlara şaştım. Beşiktaş hiçbir iddiası olmayan, üstelik 10 kişi kalmış rakibini İnönü Stadı'nda, G.Saray'ın mağlubiyet haberinin moraline rağmen son dakikalarda attığı golle yenebiliyor ve bu galibiyet Tayfur Havutçu sayesinde oldu diyorlar. Pes doğrusu!
Tayfur Havutçu'yu kişiliğiyle ve futbolculuk dönemindeki hırsıyla sevdim ve takdir ettim. Bundan sonra belki Beşiktaş teknik heyetinde olacak, belki bir başka takıma geçecek. Ama ilk icraatında önemli bir yanlış yaptı. Tigana gider gitmez Ali Güneş'i sahaya sürerek nispet yapmak hiç hoş değil. Hiç olmazsa bir hafta daha bekleseydi. Ali Güneş'in maç sonunda Tigana hakkındaki sevimsiz sözleri hiç bilmediğim konuda Tigana'nın haklılığını kanıtlıyordu.