Bunu hak ediyoruz
Tümer, gole giden serbest vuruşunu atmadan önce sırtına isabet eden bir suya tepki olarak tribünlere dönüp alkışladı. Normalde seyirci ile bu tip kontaklar hakem tarafından cezalandırılır. Ama hakem biliyor ki, Tümer yaptığında haklı. Öte yandan, o suyu atan da kendini haklı görüyor. Kadıköy'de oynanan maçın intikamını alıyor. Kadıköy'de Hasan Şaş'ın suyu kafasına atan da kendini haklı görüyor. Çünkü bir sene önce Ali Sami Yen'de oyuncusuna cep telefonu atılmış. Ya da İnönü Stadı'nda polis dayağıyla staddan atılmış. Yani herkes kendince fazlasıyla haklı...
Altmış dakika boyunca sahaya atılan maddeleri seyreden Bülent Demirlek de... Çünkü ne olursa olsun maçı bitirmek istiyor. Başına mümkün olduğunca az iş açmak... Haklı, haklılar, haklıyız, haklısınız... Bunlar bizim hakkımız. Ve hak ettiğimiz de bu...
Maç değildi
Fenerbahçe Başkanı, Ali Sami Yen Stadı'na gidemiyor, Yıldırım Demirören Bursa'ya gidemiyor, Haluk Ulusoy Kadıköy'e gidemiyor. İşin kötüsü Özhan Canaydın Mecidiyeköy'e gidemiyor. Böyle giderse Seyrantepe'deki stadın açılışında hâlâ o başkan olacak, ama açılışa gidemeyecek...
İşte bunu hak ediyoruz. Ve hepimiz haklıyız. Maç için birşeyler söylemek zor. Çünkü oynanan maç değil... Ama yine de görev...
Fenerbahçe bu yıl herhangi bir antrenmanda dahi bu kadar rahat bir psikolojide olmamıştı. Şampiyonluk sonrası maç Galatasaray derbisi de olsa çok ama çok rahatlardı. Galatasaray ise en iddiasız maçlarından birini oynuyordu. Ama belki olaylı Juventus maçında bile bu kadar gergin değillerdi. Galatasaray'ın gerginliği, Bülent Demirlek'in odasına gidip maçın gazını alışı sonrası yok oldu. Fenerbahçe'nin rahat ama oyuna asılan psikolojisi de... Zaten ev sahibi de skoru böyle buldu. Ancak sonucun pek önemli olduğunu ve uzun süre hatıralarımızda kalacağını sanmıyorum. Zihinlerimizde kalacak olan tribünlerin bu halidir. Biber gazı sıkan polisler, kendi oyuncusunu şişleyen taraftarlar, hepsi bu... Hak ettiğimiz...
mdemirkol@milliyet.com.tr