Korku tüneli
Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belliydi.
Galatasaray taraftarı aylardır Fenerbahçe maçını bekliyordu. Çünkü Kadıköy'de olanları unutmamışlardı. İstanbul emniyetinin sadece tribünlerde, saha içinde ve saha dışında alacağı önlemlerin yetmeyeceği çok açıktı. Tribünlere gelen taraftarların yeterince aranmadığı, kontrollerin iyi yapılmadığı ortaya çıktı.
2001-2002 sezonunda Galatasaray seyircisi Kadıköy'de tribünlerden emniyet kararıyla çıkarılmıştı. Fenerbahçe şampiyon olduğuna göre tahrik unsurunu ortadan kaldırmak için F.Bahçe taraftarı da özel bir kararla Ali Sami Yen'e getirilmeyebilirdi. Bu önlemler ne yazık ki düşünülmedi.
Galatasaray taraftarının öfkesi ve kini
"Hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar" pankartına yakışmayacak çirkinlikteydi. Yaratılan ortam "Korku Tüneli"nden farksızdı ve futbol oynamaya uygun değildi. F.Bahçe'nin istediği bir gözdü ve G.Saray taraftarı iki göz verdi. Ne oldu? Keskin sirke küpüne zarar verir örneği gibi taraftarın F.Bahçe'ye duyduğu kin ve nefretin bedelini G.Saray ödedi.
Gelecek yıl için G.Saray'ın sahası uzun bir süre kapanacak. Peki bu, nefreti durdurur mu? Asla! Çünkü taraftarı yıldıracak, uslandıracak kanunlar çıkmadan bizler buza yazı yazmaya devam edeceğiz.
F.BAHÇE AKILLI OYNADI
Maça gelince...
F.Bahçe kriz anlarında nasıl oynanacağını bilen bir takımdı. G.Saray taraftarının yarattığı gergin ortam kendi futbolcularını sinir harbinin içine soktu. Futbolcular, oyunlarını oynacağına sürekli taraftarı taşkınlık yapmamaya çağırdı; bazıları da gergin ortamın içine bodoslama girip F.Bahçeli futbolculara dalmaya çalıştı.
F.Bahçe stresli ortamda çok akıllı oynadı. Tribünlere kafayı takmadı. İki duran toptan da Lugano ve Edu ile golleri buldu.
Yenen goller G.Saray'da dağılan motivasyonun ve kaybolan disiplinin bir ürünüydü.. Derbiyi şampiyon F.Bahçe kazanırken G.Saray'dan daha kaliteli oyunculara ve daha uyumlu bir kadroya sahip olduğunu belgeledi.
Bence G.Saray yönetimi dün yaşanan bunca çirkinlikten sonra kendi konumunu da masaya yatırmalı.
Önlerinde bir kavşak var: Ya iyi takım yaparlar ya da giderler.